CEZA HUKUKU


 

Ceza Hukuku, kişilerin kanunda suç sayılan eylemlerinin soruşturma, kovuşturma ve infaz usul ve kurallarını düzenleyen hukuk dalıdır.

Ceza yargılaması, iddia, savunma ve yargılama aşamalarından meydana gelir. Savunma, kendisine bir suç isnat edilen kişinin, üzerine atılı suçu işlemediğini veya eylemde suç kastının bulunmadığını, masum olduğunu veya eylemin meşru müdafaa, zorunluluk hali, amirin yazılı emri, mağdurun rızası gibi hukuka uygunluk nedenleri kapsamında meydana geldiğini, suç teşkil eden eylem gerçekleşmiş ve sabit ise yine daha az cezayı hak ettiğini veya kişisel cezasızlık sebeplerinin varlığı hali nedeniyle ceza verilmemesi gerektiğini ileri sürebilme hakkıdır. Savunmanın kısıtlanmaması kanuni bir haktır.

Bir suçun varlığından bahsetmek için, suçun kanunda yer alan tanımına uygun olup olmadığı (tipiklik), maddi unsur, hukuka aykırılık ve manevi unsur değerlendirilir. Suç kanunda belirtildiği şekli ile, kast, taksir, olası kast, bilinçli taksir veya ihmal sureti ile işlenebilir. Bu unsurlar tam değilse bir suçun varlığından söz edilemez.

Suçun unsurları değerlendirildikten sonra, suçun varlığı kanaati oluşmakta ise, bu defa kişinin (sanığın) hukuka uygunluk sebeplerinin varlığı halinde ceza almaması veya cezayı azaltan sebeplerin olması halinde daha az ceza ile cezalandırılması söz konusu olabilir. Cezayı azaltan nedenler olarak haksız tahrik, suçun konusunun taraflar arasındaki bir alacak ilişkisine dayanması, karşılıklı hakaret gibi haller örnek verilebilir.

Ceza yargılamasında sujeler, müşteki veya zarar gören (yargılamaya katılır ise katılan) gerekse şüpheli (soruşturma aşamasında) veya sanığın (kovuşturma aşamasında) veya hükümlü (infaz aşamasında) olarak karşımıza çıkar. Suçun mağduru kişiler olabileceği gibi, kamu da olabilir.

Bir suç atfı üzerine başlatılan ceza hukuku süreçlerinin tüm aşamalarında, kişilerin hukuka aykırı işlem ve kararlarla haklarının ihlal edilmemesi, haksızlığa maruz kalmaması ve geriye döndürülmesi mümkün olmayan neticelerle karşı karşıya kalmaması hem suçun mağduru hem de şüpheli (fail) ve sanık için önem arz etmektedir.

Ceza avukatı bu anlamda suçun mağduru veya şüpheli (fail) veya sanığa, hukuki bilgi ve tecrübesi ile iddia ve savunmalarını ileri sürmelerine destek olan kişidir. 

Ceza yargılamasında taraflar, öncelikle Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde atanan bir Cumhuriyet Savcısının yürüttüğü soruşturma kapsamında iddia ve savunmalarını ileri sürmektedirler. Bu süreçte çoğunlukla taraflar Emniyet Müdürlükleri nezdinde de işlemler gerçekleştirirler. İddia ve savunmalardan sonra Cumhuriyet Başsavcılığı, cezalandırılmayı gerektirir bir suçun bulunup bulunmadığını inceler. Bu incelemeden sonra, gerekli görür ise iddianame düzenleyerek görevli mahkemeye ceza davası açılması üzerine sunar. Savcılık gerekli görmez ise kovuşturmaya yer olmadığına dair karar (takipsizlik kararı) verebilir. Bu kararlara karşı itiraz yolları bulunmaktadır. Ceza yargılamasında bu aşamalar, soruşturma aşamalarıdır.

İddinamenin düzenlenmesi ve mahkemece kabulü üzerine artık kovuşturma aşaması başlamaktadır. Ceza Hukukumuzda, Ağır Ceza Mahkemesi, Asliye Ceza Mahkemesi ve Sulh Ceza Hakimliği olmak üzere ayrım bulunmaktadır.

Büromuzda, kanunlarda belirtilen suç tiplerinin cezai sorumluluğuna ilişkin soruşturma işlemleri ve soruşturma aşamalarının takibi, ifade alma, gözaltı, tutuklama, gözlem altına alma, arama, el koyma, teknik araçlarla izlenme, adli kontrol şartı, ön ödeme, uzlaşma ve uzlaştırmacı görüşmelerine katılma, kovuşturma aşamasında ise dava takibi ve sonrasında infaz aşamasında erteleme, taksitlendirme, infazda mahsup gibi işlemlerde ceza yargılamasının temel ilkeleri doğrultusunda etkin şekilde ortaya çıkan uyuşmazlıklar hakkında her türlü hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti sunulmaktadır.